logo

Aşk 3. Bölüm izle

Özet: Şebnem, Ada’da Kerem’le geçirdiği gecenin sonunda rahatsızlanır. Neslihan her şeyden habersiz kızının hastanede olduğunu öğrendiğinde bir şeylerin yolunda gitmediğini hemen anlar. Bu sırada Azra, Kerem’in verdiği kararı sorgulamaması için elinden gelen her yolu dener. Kızının durumu karşısında umutsuzluğa kapılan Neslihan için Kerem bir şans olacaktır.
cemile demiş ki;
selin arkadaşım ikili diyaloglara giriyoruz ama bu başkalarına tartışma olarak yansımaz inşallah. kısaca anlatayım. hepimiz aynı diziyi izliyoruz. elbette azra kurban aramaya çıkmadı. aslında borç istemeye gittiği (tahminim öyle yardım istemeye gitti bana göre) şebnemin öleceğini öğrenince konuşmaktan vazgeçip aklına gelen bu planı uygulamaya koydu. şebnem azra yüzünden hasta olmadı elbette.. düşünerek, isteyerek, dileyerek, gönlünden geçirerek de kimse kimseye zarar vermez. verse verse kötü enerji verir. azra şansa, şanslı insanlara inanan bir kadın. zaten diziye başlarken de bu cümlelerle başladı. şanşa inanan bir insanın başka bir insanın yüzde beşlik yaşama şansına inanmaması gibi bir durum olamaz. ama azra hep şebnemin ölümü üzerine konuşuyor. konuşması bir yere kadar düşüncelerini açıklaması olarak kabul edilebilir, ama kerem neslihan hn. şebnemi tedavi için ikna etmesini istediğini söylediğinde, kereme kızdı ve ikna etmemesini istedi. eğer şebnemin tedaviyle bir şansı varsa ve azra keremi etkileyerek buna mani oluyorsa dolaylı olarak şebneme zarar veriyor demektir. kerem de yardım etmezse şebnemin ölümünden azra kadar suçlu olur. planı kuran, planlı tesadüflerle keremle şebnemi bir araya getirerek uygulayan azra olduğu için azra üzerinde daha çok duruluyor sanırım. kerem elbette isteyerek veya istemeyerek bu planın içinde yer aldığı müddetçe bana göre azra kadar şuçlu olur. kader ağlarını örer ve bu ahlaksız oyunun sonunda şebnem iyileşirse bu azra ve keremin başarısı değil, kaderin bir oyunu olur ancak. çünkü en azından azra şimdiye kadarki yayınlanan bölümlerde şebnemin ölümü üzerine bir plan içerisinde gözüküyor. kerem evlenecek, iki üç ay dişlerini sıkacaklar, şebnem ölecek, kerem zengin bir dul erkek olacak. sonrada azrayla evlenerek mutlu sona ulaşacaklar. evdeki hesap çarşıya uymayacak benim de tahminim o yönde. yeni bölümde neler olacak hep birlikte görüp yorumlayacağız. herkese iyi günler..
23.10.2013 - 02:44
0   0

SELİN demiş ki;
Herkese selam. Sevgili CEMİLE bencede mübah konusunu uzatmaya gerek yok artık. Ben başka kelimelerle de zaten Azra ile Kerem’in Şebnem’e oynadıkları oyunu nasıl gördüğümü anlattım. Azra’yı senin dediğin gibi bende, daha öncede belirttiğim gibi, 3 bölümde çözemedim. Ama Azra konusunda kesinlikle inandığım birşey varki o da Azra bu oyuna kendi ve sevdiğinin canını kurtarmak için ve tesadüfen öğrendiği bir fırsatı değerlendirerek girdi. Önce plan yapıp sonra kurban aramadı. Ayrıca Şebnem’in ölümcül hasta olmasına Azra sebep olmadı ve hemen ölsün diye de yaptığı herhangi birşey yok. Çünki bir insanın ölmesini ummakla o insan ölmez ve bu nedenlede Azra dünyanın en kötü insanı olsa bile sadece bu oyunu oynadı diye ve Şebnem’in ölmesini umuyor (daha doğrusu %5 yaşama şansı olduğunu duyduğu için yaşayacağına inanmıyor) diye BENİM İÇİN ne direkt ne de, senin dediğin gibi, dolaylı yoldan Şebnem’in ölümüne sebep olamaz. Ayrıca benden başka kimse bunu böyle görmese bile Kerem vicdan yapıyor diye benim gözümde daha az suçlu değil. Senin örneğini kullanırsak: bir insanı vicdanı sızlıya sızlıya öldürende katildir vicdanı sızlamadan öldüren de. Adamı öldürdü ama hiç olmazsa vicdan yaptı diye BEN onu hoşgöremem. Ayrıca ben bu oyunun Şebnem’in hayatını kurtaracağına ve şerden hayır doğacağına inanıyorum. Tabii bu da Azra ile Kerem’in oynadıkları oyunu güzelleştirmez. Ben 4. Bölümü ve sizlerin yeni bölüm için yapacağınız yorumları sabırsızlıkla bekliyorum. Herkese sevgiler.
22.10.2013 - 23:31
0   0

cemile demiş ki;
selin mübah için gerçekten önemli bir yer ayırarak cevap vermişsin. seni anlıyorum ve yazdıklarını inatlaşmak olarak algılamıyorum. bu konuyu ben de uzatmak istemiyorum. sadece şunu söyleyeyim, İslam'a göre mübah olarak sınıflandırılmış eylemler, iyi niyetle yapılırsa tâat (Allah'ın beğendiği şey) olur. Kötü niyetle yapılırsa, günah olur. Önemli olan kişinin niyetidir. azranın niyeti sırf canlarını kurtarmak gibi yansımadı bana. tavırları, söyledikleri şebnemin ölmesini umuyor gibi. illa bir insanı silah alıp öldürmek değildir katil olmak. dolaylı da olsa ölüme sebebiyet vermeyi istemek benim hoşgörü sınırlarıma girmiyor. onun için şeytanın diğer adı azra olmalı dedim. ama şimdilik azrayı karalamak da istemiyorum. çünkü sadece düşünmek azrayı kötü yapmaz. bundan sonraki davranışları önemli olan. merhametini, vicdanını ilerleyen zamanlarda göreceğiz. azranın söyledikleri beni rahatsız etse ben asıl davranışlarını görmek istiyorum. ilerleyen bölümlerde azra ve diğer karakterler hakkında daha çok bilgi sahibi olacağız. bunun için sabırla beklemek, izlemek gerekiyor galiba...
22.10.2013 - 21:11
0   0

Roza demiş ki;
CEMILE bende yazdiklarina katiliyorum. Böyle düsünmende yalniz degilsin! Ayrica Kerem ve Azranin yaptiklarini hos görmüyorum,onaylamiyorum.
21.10.2013 - 20:33
0   0

SELİN demiş ki;
Herkese selam. Sevgili CEMİLE bu son yazdıklarını okudum ve yine aramızda bır yanlış anlama olduğunu gördüm. Bu konudaki fikirlerimi yazıp yazmama konusunda hemen karar veremedim. Çünki bir insanın neyi neden yaptığını anlatma çabası inatlaşmak gibi algılanabiliyor. Öbür taraftan “bana ne ne anlarsa anlasın demekte gelmedi içimden ve tekrar birşeyler yazmak istedim. Bunu seninle inatlaşma veya haklı çıkma isteği olarak değilde, kendimi sana anlatabilme çabası olarak görmeni dilerim. Sen, benim buraya kopyaladığım “Yaşamak ve yaşatabilmek için yapılan herşey, gösterilen her çaba, başkasının hayatına kastetmek söz konusu olmadığı müddetçe ETİK OLMASA DA mübahtır bence” şeklindeki yorumuma karşı (kopyalıyorum): “ama insanın canını kurtarması için her yola başvurması nasıl mübah oluyor? evet insanın canını kurtarmak için seçenekler üretmesi ayrı bir şey. ama bunu onaylamak hatta hayırlı bir iş gibi değerlendirmek çok ayrı bir şey. neredeyse ayakta alkışlıyorsun azrayı”; “azrayı yaptıkları ve yapacakları için ANLAMAYA ÇALIŞABİLİRİM. ama onu onaylamam gerekmiyor”ve “benim karşı çıktığım nokta her şey insanlar için evet, ama her yol mübah değil” şeklinde yorum yapmıştın. Bende bu yorumuna karşı (yine kopyalıyorum): “Senin beni yanlış anladığın konuda benim “alenen Azra ve Kerem’in çok hayırlı bir iş yaptığını söylediğimi” belirtmen. Bunuda yazdığım “mübahtır” kelimesinden çıkarıyorsun. Mübah kelimesinin manası: “yapılması günah veya sevap olmayan iştir” diğer bir deyişle böyle bir işe ne doğru denilebilir ne yanlış. Sense bunu sevap ve doğru olarak algılamışsın. Ben sadece ve sadece can korkusuyla insanların etik olmayan sıradışı işler yapabileceğini ve başka bir insanın canına kastetmediği sürece bunu ANLAYIŞLA KARŞILADIĞIMI (sadece burada değil her yorumumda) belirttim ve tekrar belirtiyorum”. Sende buna (kopyalıyorum): “ halk arasında mübah günah olmayan anlamıyla kabul görür çoğunlukla” diye cevap veriyorsun ki yukarıya bakarsan bunun benim söylediğimin aynısı olduğunu görürsün . Ama bundan sonra yazdıklarınla benim bildiklerim farklı. Sen diyorsun ki (kopyalıyorum) yani yapılmasında mahsuru yok kabul edilir ki bu aslında olumlu bir onay anlamı taşır. o nedenle mübahtır tanımlamasını olumlu onay olarak kabul ettiğimi söylemeliyim”. Benim bildiğimse: dinimizce haram kılınan hareketleri yapmak günahtır ve onaylanmaz. Kişinin dinimizce iyi ve farz olan hareketleri yapması sevaptır ve onaylanır. Mübah kelimesi ise yapıldığında veya yapılmadığında sevap yahut günah olmayan durumlar için kullanılır ki onaylanmaz ama hoş görülür, anlayışla karşılanır. Hoşgörü göstermek ve anlayışla karşılamak onaylamak değildir. Mesela insan öldürmek büyük günahtır ama bir insanın kendi canına veya yanındakinin canına kasteden birini, canını kurtarmak için, öldürmesi mübahtır (hoşgörülür) ama asla sevap değildir (yani onaylanamaz). Ben de bu bilgilerime ve benim çevremdeki hiç kimsenin mübahı onaylanan bir davranış olarak görmemesine dayanarak bu kelimeyi kullandım. Konuyu toparlamak gerekirse “ ben Azra’nın ve Kerem’in yaptığını ne etik buluyorum ne de onaylıyorum; sadece içinde bulundukları trajik durum dolayısıyla hoş görüyorum başka bir deyişle anlayışla karşılıyorum. Ve bu onaylamadığım, sadece hoş gördüğüm davranışın “her şer’de bir hayır vardır” diyen atalarımızı belki haklı çıkarır diyorum. Ben sadece aramızdaki yanlış anlamaları düzeltmek istedim sana kendi düşüncemin doğruluğunu kabul ettirmek gibi bir çabam yok. Zaten doğru ve yanlışlar şahsa ve şahısların değerlerine göre değişir ve böyle olması da güzel bence. Herkesin aynı şekilde düşündüğü bir sitede olmak istemezdim zaten. Bu yanlış anlamalarla yapılan başlangıcın enteresan bir düşünce alışverişiyle devam etmesini dilerim. FEY’cim güzel ve ve düşündürücü yorumuna teşekkürler. Israrcılığımı yanlış anlamadığını görmek beni mutlu etti. Dediğin gibi yazacak şey çok ama bende onları diğer bölümlere bırakıyorum. Güzel İzmir’ime ve sana sevgi dolu selamlar. Selam MSFIGO A.Ş.K kısaltmasındaki K nın Kaan’da olabileceğini yazmışsın ama bu olamaz canım, çünki Kaan’ın dizi adı Can. Herkese sevgiler.
21.10.2013 - 16:51
0   0

MSFIGO demiş ki;
bizim anti kahramanlar gelecek bölümde kacmayi deniyorlar ama maalesef Orhanin adamlari onlari yakaliyor. Yani baska bir yol denemeye calisiyorlar ama rahat birakilmiyor. Bende Cemile arkadasin dedigine katiliyorum. düsündüklerimi yazmis. benide Azrada rahatsiz eden yaptiklarindan cok konusmasi.
21.10.2013 - 15:01
0   0

cemile demiş ki;
herkese selam. önceki yazdıklarımı gönderemedim galiba. mübahın anlamını bildiğimle başlayayım önce. ancak gözden kaçan şu, halk arasında mübah günah olmayan anlamıyla kabul görür çoğunlukla. yani yapılmasında mahsuru yok kabul edilir ki bu aslında olumlu bir onay anlamı taşır. o nedenle mübahtır tanımlamasını olumlu onay olarak kabul ettiğimi söylemeliyim. üç bölüm sonunda azranın kimliğini, kişiliğini hala anlayabilmiş değilim. kötü şartlarda büyümüş, hayata karşı bir öfkesi olan bir kadın. kereme olan sevgisi onu gözü kara yapıyor. aslında baskın bir karakter. anında karar verip, uygulayabiliyor. sonuçlarını çok hesap etmiyor. benim aklımı karıştıran kendisinin ve keremin hayatını kurtarmak için yaptığı plan değil. insan çaresizlikten tüm sınırları zorlayıp aşabilir. ben arada ettiği laflara takılıyorum. şebnemin mutlak ölümününü hesap ediyor. oysa onun yüzde beş de olsa iyileşme şansı var. keremin şebnemi tedavi için ikna etmesini istemiyor. bu bana göre çok acımasızca. hayır ölecek derken sanki onun ölümünü diliyor. kerem elbette bu oyuna dahil olduğu için suçlu, ancak keremi bu oyuna iten neden orhanın azranın başına silah dayaması. kerem isteksiz aslında bu konuda. sırf kendi canı olsa kabul etmeyecek, sadece azra yüzünden kabul ettiği için azraya göre daha az suçlanıyor. üstelik şebnemin tedavi olmasını istiyor ki bu onun iyi niyetini gösteriyor. keremin ailesi (babasının intihar etmesi hariç) son derece sıcak, azranın ailesi ise aile vasfını taşımıyor. belkide aileden gelen bir acımasızlık taşıyor azra. şebnem sıcaklığını, sevecenliğini tümüyle yansıtıyor. azra bana çok soğuk bir kadın gibi geliyor. nerimanın bir anne olarak çırpınışları son derece inandırıcı. kereme herşeyi dürüstçe anlattı. yardımını istedi. bu keremi kullanmak değil, kızı için yardım istemektir. kerem ve azra arasındaki aşkı hissedemiyorum. şebnemin ailesine karşı mesafesininin nedeni sanırım ölecek olmasından dolayı onlardan kaçma isteği. üzülmelerini istemiyor. bu nedenle mesafeli davranıyor. canın ablasıyla kopuk bir ilişkisi var. seviyor ama ilgisiz. anneleri sanırım kocasının ölümünden sonra acılarından kaçışı işinde bulmuş. işkolik olması da biraz çocuklarıyla arasına mesafe girmesine neden olmuş. bakalım gelecek bölümlerde karakterlerimiz nasıl bir değişim gösterecek. her birlikte göreceğiz.
20.10.2013 - 16:51
0   0

fey demiş ki;
Benden de herkese selam:)) Selincim, bu bölümde ve daha önceki bölümlerde de en çok Neslihanı oynayan Nebahat Çehre'yi ve Azranın annesi Müzeyyeni oynayan Servet Pandur'un oyunculuklarını beğendim. İkisi de bana çok inandırıcıı geldi. Neslihan, bir annenin endişelerini, kızına olan düşkünlüğünü, onun için herşeyi yapabilecek olmasını çok inandırıcı oynuyor. Müzeyyen ise biraz ikircikli bir rolde, çocukları için hayatını feda mı etmiş yada bilmediğimiz başka şeyler de mi var, bizi merakta bırakiyor, aynı zamanda, bencilce ve agresif bir anne olarak çok gerçekçi oynuyor. Bize, böyle anneler de var dedirtiyor. Gelelim Aslının oyunculuğuna, genelde iyi, acısını çaresizliğini bizlere hissettiriyor. Annesinin çok üzüleceğini bildiğinden hastalığını saklaması falan güzel çünkü bende aynısı yapardım. Asla anneme söylemezdim. Bunlarda bir sorun yok. Ama ben, ikili ilişkilerde karşısındakine verdiği duyguyu doğru olarak alamıyorum. Annesine sanki bir mesafeli ona olan sevgisini tam hissedemiyorum. Canla olan sahnelerin de ise asla abla-kardeş sıcaklığı yok sanki eski bir flört, bir arkadaş yada her an aralarında bir elektiriklenme olacakmış gibi duran uzak akrabanın ilişkilerini hissediyorum. Bana inandırıcı gelmiyor. Öte yandan Azranın kardeşi ile olan ilişkisinde bir gerçeklik var. Hem kardeşine kızıyor hem de kıyamıyor.. Annesi ile olan ilişkisinde de aynı gerçekliği algılıyorum. Bir ev iyi kötü yaşıyor, diğer ev ise yaşiyor gibi yapıyor, sanki.. Hazala gelince anne ve kardeşi aynı zamanda Kerem ile olan ilişkisinde ki samimiyeti algılıyorum ama bazı sahnelerde erken reaksiyon veriyor bu konuşmalarında da var, yani senkronizasyon sorunu var sanki.. Senin de eleştirdiğin gülüşüne gelince, bence AFK de benzerini gördüğümüzden doğru eleştiremedik diye düşünüyorum. Eğer ben, orada görmeyip ilk burada görseydim, sadece "yaşadıkları sinirlerini bozmuş, duygu boşalması yaşıyor ya da gerçekleri arkadaşından saklamaya çalışıyor" diye yorumlardım. Selincim yazacaklarım bitmez de devamı yeni bölümlerde olsun artık.. Sevgiyle kal:))
18.10.2013 - 18:35
0   0

eti demiş ki;
uzak sibiryadan her kese selamlar.yeni bolumun fraqmanini az once izledim sahane guzledigimizin aksi oldu.yeni bolum haftaya damgasini vuracak.fraqmanda hazal oyle tatli oyle masum oyle sevgi doluyduki...senaryo sanki guzlenilmeden tam tersine degise biliyo,bravo.muthis boyle cesur bir senaryo her konusu insani dusundurub icine alan ...fraqmanda ilk defa keremden etkilendim,demek ondada oyunculuk varmis sadece biz onu hazala yakistiramadik.iyi olacagi zaten ortada,diger diziler kimi ayni hikayeler degil tam gundem konusu.azra ve keremin yerinde biz olsaydik dedirtiyor insana.kadro oyle bir oturmuski yerine anlatmasi zor.her kes yeni bolumde rolunun hakkini verecek.tesekkurler emegi kecen her kese.
18.10.2013 - 17:19
0   0

fey demiş ki;
Melis, maalesef ben GD izleyemedim. "Bu sakar adamı neden izliyorsun?" diye eleştirildiğimden.. Artık bir ara netten izleyeceğim. Ama bu akşam tv yi kimseye bırakmam. Kayıp izleyeceğim, çünkü ben de merakla bekliyorum. İyi seyirler:))
18.10.2013 - 17:10
0   0

Daha Fazla Yorum
Yorum Yap

Dizinin Diğer Bölümleri
Yerli Diziler
Eski Diziler
Yabancı Diziler