logo

Aşk 9. Bölüm izle

Özet: Azra ve Can’ı dans ederken gören Kerem çılgına döner. Azra’yı ne kadar sevdiğini, onu nasıl kıskandığını bir kez daha anlar. Azra ise Kerem’e güvenemeyeceğini, onun kendisini oyalamak istediğini, aslında yeni hayatından ve bu hayatın göz boyayıcı lükslerinden memnun olduğunu düşünür. Neslihan’sa aynı gece Can’ı kenara çekip, Azra’yı evinde istemediğini söyler. Azra gibi bir kızın evinde olması hoşuna gitmemiştir. Fakat bu, Can’ı Azra’dan uzaklaştırmak yerine ona daha da yakınlaştırır.
Cagtay Ulusoy demiş ki;
yaa ne zaman onuncu bolum cikacak be uff bekliyom bekliyom cikmiyor :(
07.12.2013 - 11:55
0   0

melis demiş ki;
ilginc bir sey duydum eveeet bunun senaristi "insanlik sucu"diye 1951 yapimi cok güzel bir fil vardir liz taylor oynamisti defalarca seyrettimde aklima o ilmden esinlendigi aklima gelmeisti evt senarist hanim o filmden esinlenmis.ama ne alaka orda eski fakir sevgilisinin beegini düsürmesini istiyordu ve eski sevgiliyi öldürmüsü zengin kizi gercekten cok sevmisti ilk basta para hayaliyle evlendi ama cok sevmisti hayrandi ona kiz o kadar iyi niyetliydiki hapshanede bile ziyaret etmisti .neden türk senaristler yaratici olamiyorlar ben bu bölümü seyretmedim ama yabanci flm olan "ahlksiz teklif" filmi bile caliyorlar yani abd filmlerinden bir ordan bir burdan iste size senaryo buyrun seyredin.kayip dizisinden belliydi sacmaladigi son böümlerinde
04.12.2013 - 23:24
0   0

Roza demiş ki;
Güzel bir yazi paylasmak istiyorum. ELVEDA ayni bu yazida ki gibi sen ben farkli pencerelerden bakiyoruz. Bana soguk gelen Hazal Kaya sana cok sempatik cana yakin gelebilir. Bana Azra karekteri cok kötü,itici gelebilir sana ise güclü,iyi kalpli bir kadin. Farklı düşüncelere saygı duymasını bilmek! Hepimiz aynı havayı teneffüs etsek de, aynı doğan güneşle güne merhaba desek de aldığımız eğitim, kültür, aile terbiyesi, inançlarımız... doğrultusunda farklı pencerelerden bakıyoruz hayata. Ancak bu faktörlerden hiçbirisi bizimle aynı pencereden bakmayanları ötekileştirme, hakir görme hakkı vermiyor.. Ayrıca bugün hiç kimse; iyi eğitim almış, kültürlü diyebileceğimiz bir insanın, köydeki çoban Hasan Efendi'den daha insani vasıflara sahip olduğunu söyleyemez. Şimdi bu kısa açıklamadan sonra şöyle bir soru sorsam ve desem ki; Hepimiz aynı havayı teneffüs etsek de, aynı doğan güneşle güne merhaba desek de aldığımız eğitim, kültür, aile terbiyesi, inançlarımız... doğrultusunda farklı pencerelerden bakıyoruz hayata. Ancak bu faktörlerden hiçbirisi bizimle aynı pencereden bakmayanları ötekileştirme, hakir görme hakkı vermiyor.. Ayrıca bugün hiç kimse; iyi eğitim almış, kültürlü diyebileceğimiz bir insanın, köydeki çoban Hasan Efendi'den daha insani vasıflara sahip olduğunu söyleyemez. Şimdi bu kısa açıklamadan sonra şöyle bir soru sorsam ve desem ki; Bir insan başkasının düşüncelerini neden beğenmez? Cevabı çok basit.. Çünkü kendi düşüncelerini, daha doğru kabul eder değil mi arkadaşlar? Ancak; her insanın her konuda aynı düşünceye sahip olabileceğini kabul etmek pek akıllıca bir davranış olmasa gerek. İnsanlar, yukarıda saydığım faktörlerden dolayı ve yaşamdan öğrendikleriyle farklı düşüncelere sahip olurlar... Medeni insan, farklı düşüncelere saygı duymasını bilen insandır. Medeni insan; karşı tarafın eksiğini ya da yanlışını gördüğünde ( tabii kendisi konunu uzmanıysa) güzellikle konuşarak anlaşmasını bilen insandır. Bir söz vardır, eğitim kaidesidir ayrıca; her insan karşıt fikre saygı duyduğu oranda saygıyı hak eder. Farklı fikirlere saygı duymasını bilmeyen insan, karşı tarafı hakir görme, dışlama hakkını nasıl kendinde bulabilir? Böyle bir şey söz konusu olabilir mi? Akıllı bir insanın vereceği cevap, elbette ki hayırdır.. Gelişim; bir insanın kendisini diğerlerinden üstün görmesiyle değil farklı pencereden bakanlardan da öğrenebileceği şeyler olduğunu idrak edebilmesiyle olur.. Uzmanlara göre bir kimsenin başka kimseyi küçültmeye çalışmasın altında yatan etken; yetersizlik, çekememezlik. Kendinden daha yüksek gördüğü kimse karşısında, kendi yetersizliğini gideremeyen insan, karşı tarafı küçümseyerek egosunu tatmin ediyor. Böylece rahatlıyor.. Başkasını dışlamaya çalışarak, kendisini üstün kılmaya çalışmak, günlük yaşamın zorluklarıyla başa çıkamayan, kendiyle barışık olmayan insanlara has özellik.. Peki çaresi nedir? Empati yapmak... Olmuyorsa, bir uzmandan yardım almaktır. Sözün özü; Burası bir kahve içimlik geldiğimiz, yalan dünya..hepimiz kahvelerimizi içip, çekip gideceğiz.. Neden ağız tadıyla içmeyelim kahvelerimizi? Kainatta hepimize yetecek kadar yer var.. Öyleyse hiç gereği yok itişip kakışmanın. Sevgi ve ışıkla.
04.12.2013 - 20:42
0   0

Elveda demiş ki;
Merhaba arkadaslar, Neden bilmiyorum ama sanki birileri Hazal Kayayi kotulemek icin elinden geleni yapiyor (medyadaki bazi yazarlar). Bu kiz kimin tavuguna kist dedi acabada, durmadan kuyusunu kaziyorlar? Asli Tandogan twitterdan Hazalla iyi anlastiklarini duyurdu. Hazal Kaya yine sessiz kalmayi tercih etti. Ben onun bu durusuna bayiliyorum. Mutevazilik ne zamandan beri sogukluk olmus? Hazal Kaya bana Beyaz showda cok utangac ve sevimli geldi. Asli da cok tatliydi. Diziye gelirsek... Cok eksikleri var. Senaryo dokuluyor, oyuncular (Hazal, Asli, Kaan) olmasa izlenmez! Nebahat Cehre hala bekledigim cikisi yapamadi, ayni sekilde Hakan Kurtas da. Kaan gittikce gozume daha sempatik gorunuyor. Bence Azra - Can daha iyi bir cift olacak Azra - Keremden. Soylediklerimi lutfen kimse uzerine alinmasin, genel olarak yazdim. Sevgiler.
04.12.2013 - 19:10
0   0

tuğçe demiş ki;
şebnemin telefon melodisinin ismini bilen varmıı ?
04.12.2013 - 13:12
0   0

SELİN demiş ki;
Sevgili ROZA,ben sana senin bir yazın üzerine 12.11.13 tarihinde şu yorumu yazmıştım “Sevgili ROZA, kısa yazıyorum belki okursun diye. Yorumlarıma yaptığın eleştiriye teşekkürler. Ben kısa yazmayı beceremiyorum maalesef; huyum kurusun. Kopyalayıp tekrarladığım yorumlar sadece o an diyalog içinde olduğum insanlar içindi, başka yorumcular için sıkıcı olduğundan eminim. Zaten onlarında okumama hürriyeti var. Benim yorumlarımı okumamana darılmıyacağımdan emin olabilirsin. Ben seninkileri okumaya devam edeceğim, ama istemediğin için senin yorumlarına değinmeyeceğim artık. Uzun zamandan beri sitelerde yaptığın tecrübeler konusunda fazla bir yorum yapmak istemiyorum. Sadece şu kadar: ben aksini ispat edinceye kadar insanların dürüst davrandıklarına inanan bir insanım ve sanal bir ortamda iki kimlikle yazmanın bir şahsa ne getireceğini (zaman kaybından başka) anlamam da pek mümkün değil. Ama bunları yazdığına göre senin bir bildiğin bir yaşadığın vardır. Herşey gönlünce olsun“. Şu anda bunu hangi yorumuna karşı yazdığımı bilmiyorum ama bunu yazmamı gerektirecek bir durum vardı sanıyorum. Ben kendi yorumlarımı kopyalayıp kaydettiğim için bu yazımı hemen buldum ve buraya aktardım, ama senin yazını siteden aramam lazım buna hem vaktim yok hemde gerek duymuyorum. Sen yazdıklarını mutlaka benden iyi biliyorsundur ve öyle diyorsan öyledir. Yanlış hatırlayıp aktardığım şeyler için özür dilerim. Bir dahaki sefere daha dikkatli olurum. Senin Azra konusunda benim gibi düşünmediğini biliyorum ve bu benim için bir sorun değil. Sana bu gün neden bu yazıyı yazdığımı belirttim. Neden bu kadar kızgınsın herşeye ve neden herşeyi yanlış anlıyorsun? Kötü niyetle yapılmış birşey yok. Bir gece geçirme motifinin yalnız binbir gece de işlenmemiş olduğunu bilmemenin kültürlü olmakla veya okula çok veya az gitmekle ne alakası var? Bunu sadece çok film ve dizi seyredenler bilir. 12 saat meselesini sen sordun diye yazdım. İnsan bir şeyi bilse bile bazen bağlantı kuramıyor. Ben sana bunu kötü bir niyetle yazmadım. Seni tanımadığım ve tahsil durumunu bilmediğim için sana bu konuda bir imada bulunmuş olmam mümkün değil. Yazdıklarımı böyle algılaman beni üzdü, başka da diyecek birşey bulamıyorum.
03.12.2013 - 23:47
0   0

Roza demiş ki;
SELIN isimleri büyük harfle yazdigin icin ROZA yi görüp okuyabiliyorum:)). Bir kere ben sana ASLA yorumlarima yorum yapma demedim. Beni Melisle karistirdin herhalde. LaLeme yorumlarima yorum yapma dedim,FEY de onun yorumlarina yorum yapmamami istedi. Ayrica ben ASLA Azra icin gitsin Canla beraber olsun demedim. Dedigim Canla beraber olursa bunu kendine yeni bir sayfa actigindan degil,Keremi kiskandirmak icindir. Azra bir inat,kiskandirma icin tenine baska bir erkegin teni degmesini yaparsada tasvip etmem ne de kanun,polis dururken Azranin mafya bozuntusuna boyun egip bir gecelik beraber olmasini anlayisla karsilamam. Ayrica malesef ben ilk okul birden terk oldugum icin ve senin kadar kültürlü olmadigim icin bu konuyu sadece BIN BIR GECE de gördüm. Yine demin belirttigim nedenden dolayi bir gecenin 12 saat oldugunu AKIL edemedim. Saygilar efendim.
03.12.2013 - 22:07
0   0

SELİN demiş ki;
Herkese selam. Ve yorumumun son bölümü: bu bölümde beni ençok duygulandıran sahne Azra ile Kerem’in dilek ağacı yanında dileklerini birbirlerine söyledikleri sahneydi. Birbirini çok seven ve sadece birlikle bir ömür geçirmeyi dileyen tertemiz iki genç. Sonra hayatlarına onlara haksız yere kötülük yapan biri giriyor ve herşey kirleniyor. Azra’da Kerem’de bu sahnede çok inandırıcıydılar. En lüzumsuz sahne Şebnem’in duş aldığı sahneydi. Beni en çok kızdıran konu Neslihan’ın kendisine senelerdenberi hizmet etmiş olan yardımcısını ona muhatap olmaya bile tenezzül etmeden işten çıkarmasıydı. Hiç olmazsa karşısına alıp ona bunu neden yaptığını anlatması ve onunla vedalaşması gerekirdi. Hazal’da Aslı’da bu bölümde yine çok başarılıydılar; Kerem sadece birkaç sahnede inandırıcıydı; Can diğer bölümlere göre çok daha iyiydi. Nebahat Çehre herzamanki gibi sadece iş kadınını oynadığı bölümlerde inandırıcıydı. Şebnem’in zaten ona pek yakışmayan kahküllü siyah saçlarını birde arkadan toplamaları bana ev hizmetkarlarının saç modelini anımsattı. Dokuzuncu bölümde de , ne yaşanan büyük bir aşk , ne bu aşka ihanet ve ne de aşıklara yapılan kötülük beni etkileyebilecek gibi işlenmişti. Bu dizi yayından kalkarsa çok üzüleceğimi sanmıyorum. Sadece, Kerem hariç iyi bir kadrosu ve tartışmaya çok açık enteresan bir konusu olan bir diziyi senaristlerin mahvetmiş olmasına kızacağım. Diziye yorum yapma vazifemi bitirdikten sonra birazda yorumcularla uğraşayım diyorum. Sevgili FEY, nerelerdesin, her bölüme bir yorum sözünü hala yerine getirmiş değilsin! Sevgili LaLem, sevgili CEMİLE, birbirinize dokunmama kararına üzüldüm. Sizin atışmalarınızı cidden zevkle ve gülümsiyerek okuyordum. Hele son LaLem sultan ve CEMİLE hatun muhabbetinizin tadı damağımda kaldı. Siz şu birbirinize dokunmama karaını bir daha gözden geçirin bence. Sevgili MELİS senin beni Azra karakterinin savunalcak bir yeri olmadığına inandırmaya çalışmanda beni yakın bir arkadaşın olarak vasıflandırmanda beni çok duygulandırdı. Şimdi sana tekrar Azra karakterini neden savunduğumu anlatmıyacağım ama genel olarak insanları nasıl değerlendirdiğimi kısaca anlatacağım. Beni annem ve babam “kötü insan yoktur sadece kötülük yapan insan vardır; onun için kötülük yapan insanı değil yaptığı kötülüğü yargıla” diye büyüttü. Ayrıca “sadece kötülük veya sadece iyilik yapan insan yoktur ve en önemlisi de kötülük yapan insanın neden kötülük yaptığı dır” ; yaşadığı hukuk ve kültür sisteminde iyi ve doğru görülen bir insanı herkes sever ve herkes onunla ilgilenir, sen başkaları tarafından sevilmeyen insanlara ve kötülük yapmış insanlara da kalbini açık tut, ki onlara iyiyi doğruyu gösterebilesin” derlerdi. Ben bu çok iyimser olan yaşam felsefesine uymanın herzaman mümkün olmadığını gördüm ama yinede bunu yaşamımın temel felsefesi olarak görüp ona göre yaşadım. Bu nedenlede bir insanı yaptığı bir hata veya bir kötülük nedeniyle kötü bir insan olarak damgalıyamıyorum. Bir insanın karakteri hakkında karar verirkende kimsenin görüşünden etkilenmem, onun içinde senin önerdiğin , Oya Tekin’in makalesini okusam bileAzra konusunda fikrimin değişmeyeceğinden eminim. Bana başka bir dizide de yorum yapmamızın pek mümkün olamıyacağını çünki benim sadece Feriha ve Azra tiplerini işleyen dizilerde yorum yaptığımı ve seninde bu dizilere yorum yapmak istemediğini yazıyorsun. Bu doğru değil. Ben mesela, ddizi sitesinden kaldırılıncaya kadar Merhamet dizisine de uzun yorumlar yazdım. Bir müddet intikam dizisine ve Benim için Üzülme dizisine de yorum yaptım ve yorumlarım hep uzun oluyor maalesef. Vaktim olsa daha fazla dizilere de yorum yapmak isterim ama vaktim çok kısıtlı. Buna rağmen seninle birlikte bir diziye yorum yapmak isterim. Gel o zaman! yeni başlıyacak dizilerden birini sen seç, orada birlikte yorum yapalım ne dersin ? Bunun yanında, senin haklı olduğun bir konu var, o da benim ağlak, uysal,dünyaya pembe gözlüklerle bakan, kocasının ailesinin sözünden çıkmayan, ahlak kumkuması, kaderine boyun eğen, insiyatifsiz kadın karakterlerine pek ilgi duymadığımdır. MELİS’cim seçeceğin diziyi merakla bekler sana sevgi dolu selamlarımı gönderirim. Sevgili MSFİGO daha öncede sana hak vermiştim, şimdide veriyorum “duygular araya girince evdeki hesap çarşıya uymaz. Kerem’in daha şimdiden her iki kadını da sevdiğine bende eminim; birini tutkulu bir aşkla seviyor , ötekini de şefkatli bir aşkla sevecek. Tahmin etmeye cesaret edemiyorum ama, galiba Azra Orhan’ın teklifini kabul edecek ama Orhan beraber kaldıklarında, senin dediğin gibi duyguları nedeniyle böyle bir teklif yaptığı için pişman olacak ve ona dokunmıyacak. Bu kardeşlik konusunun nasıl gelişeceği hakkında şu anda hiç fikir üretemiyorum, ama büyük bir ihtimalle senin dediğin gibi olacak. Sevgili ROZA istemediğin için senin yorumlarına değinmiyecektim ama senin Orhan’ın teklifiyle ilgili olarak “Eminim ki eger Azra bu teklifi kabul ederse koyu Hazal/Azra karekteri hayranlari bunu bile dogru bulurlar” cümleni okudum. Ve tabii Azra karakterini yargılamayanların başını çeken biri olarak attığın taşlardan biri de bana değdi. Sana bu konudaki fikrimi açıklamak isterim. Ama önce sana şunu belirteyim ben Hazal Kaya’nın tipini beğeniyorum ve oyunculuğunu da iyi buluyorum özel hayatında nasıl olursa olsun. Eğer Hazal rolünü iyi yaparsa, Hazal melek rolünü oynasa da beğenirim şeytan rolünü oynasa da. Ama Hazal oynuyor diye şeytanı sevmeye de başlamam. Bundan bağımsız olarak ben Azra karakterini senin gibi olumsuz değerlendirmiyorum ve bu karakteri Aslı canlandırsada severdim Azra karakterini nasıl değerlendirdiğimi ve bunun nedenini tekrarlayıp seni sıkmayacağım, sadece Orhan’ın ahlaksız teklifini kabul ederse Azra hakkında ne düşüneceğimi söyliyeceğim: kendi ve sevdiklerinin canını kurtarmak için başka bir kadınla yatan Kerem’i nasıl yargılıyamıyorsam , aynı şeyi, aynı sebepten bir kere yapmak zorunda kalan Azra’yı da yargılayamam. Azra başka bir adamla yatmayı da bir deneyeyim diyen bir kadın değil, kendinden istenileni yapmazsa sevdiğinin hayatını kaybedeceğini bilen bir kadın. Daha önce Kerem’i başka kadının koynuna atmasına kızıp, Kerem’den bunu isteyeceğine gitsin kendisi Can’la aynı şeyi yapsın diyordun. Şimdi Azra yine aynı sebepten böyle bir şey yaptığı için onu yargılamıyacaksın inşallah Burada yargılanacak tek insan senin karizmatik mafyan Orhan. Ayrıca bu, yani sevdiklerini kurtarmak için bir adamın bir kadından kendisiyle kalmasını isteme motifi yeni ve sadece “Binbir Gece” de işlenmiş bir motif değil, değişik şekillerde çok kereler işlenmiş bir motif. Bunun haricinde: “Bir seyi daha merak ettim Karizmatik Orhan benimle 12 saat geçirmeni istiyorum dedi. Mesela neden 24 saat degilde 12? Dizide her şey cok MANTIKLI oldugu icin ben buna takildim:)))) demişsin. Müsaade edersen ona da cevap vermek istiyorum: Orhan Azra’ya “benimle bir gece geçirmeni istiyorum, sadece 12 saat dedi. Bu cümlenin açılımı şöyle: coğrafya/astronomi derslerinde n bildiğimiz üzere dünyanın kendi ekseni etrafında bir kere dönmesi için geçen süreye bir gün denir. Bir gün 24 saattir ve iki bölüme ayrılır, gece (karanlık olan bölümü) ve gündüz (aydınlık olan bölümü) ve her bölümü 12 saat olarak kabul edilmiştir. Orhan Azra’yla bir gece geçirmek istiyor; bu da 12 saat eder. Bu bilimsel bir durum, yani Orhan’ın söylediği mantıksız değil. Sevgili GARLİ Kerem karakteri için söylediklerine katılıyorum. Bu karakteri gittikçe daha ilginç bir karakter olarak işleyebilirlerdi ama, gidişat öyle göstermiyor. Ayrıca ben seninSanem LaLem mücadelesi diye başladığın yorumun hakkında da birkaç söz söylemek istiyorum. Orada LaLem’in, “Sanem karakterimi Azra’ya benzeterek bana hakaret etti” demesini anlamadığını çünki Azra karakterinin çok yönlü olduğunu, bir hata yapmış olsa bile tipik kötü bir karakter olmadığını ve bu yüzdende bunda hakaret sayılacak bir durum olmadığını yazmışsın. Ben burada LaLem için değil kendim için konuşacağım, çünki SANEM’in söyledikleri benim için de geçerliydi ve bende bunu hakaret kabul ettim. Böyle düşünmemin sebebiyse SANEM’in Azra’yı tümüyle kötü, vicdansız ve ahlaksız, paracı bir kadın olarak görmesi ve bizim gibi Azra’yı yargılamıyanlara “ sizin karakterinize yakın olduğu içinn onu yorgulamıyorsunuız demesi , yani bizi ondaki Azra gibi görmesi. Bilmem ne demek istediğimi anlatabildim mi? Selamlar sevgili GARLİ. LaLem’cim hadi bu bölüme yorum yapmadın anladık ama senaryo ve konu konusunda yorum yapacaktın, bu sözünü de daha yerine getirmedin hatırlatırım. Hem uzun yazma konusunda bana rakip olman da pek hoşuma gitti diyemem. Birde üstelik sevgili CEMİLE tarafından sultan ilan edildin, bende az dil dökmedim CEMİLE’ye ama beni sultan falan ilan etmedi, kıskansam mı acaba? Son olarak da Aziz Nesin konusuna değineyim. Ailece okurduk dedim, çünki babam evde olduğu her akşam, yemekten sonra bütün aileyi tartışma köşemize toplar ve sırayla her gece birimize Aziz Nesin’in kitaplarından bir bölüm okuturdu. Arkasından biraz anlamadığımız yerleri anlatır ve sonrada çocukları ( biz altı kardeşiz) yatağa gönderirdi. Sevgiler LaLem’cim. Off, yine çok uzun oldu. Herkese sevgiler.
03.12.2013 - 16:23
0   0

melis demiş ki;
medyada bu gün bir haber cikmis asli karekterini oynayanla hazal sette konusmuyorlarmis hazalin egosundan dolayi.hadi diyelim bu haber yalan pekii SON YAZdada ayni sorun cikmisti orda tam kilo alma zamaniydi giysisi konusmasi alay konusu omustu ama zeynep karekterini oynayan kizin oyunculugu ve bosnak sivesini seyirci begenince ayni bu sorun cikmisti o zeynep karekteriyle sette konusmuyorlarmis haaa demekki bir degil iki degil üc ise hazal gercekten sorunlu bir kiz demekki gecimsiz .bu haber ilk defa AFK dada cikmisti devamli sorun cikardigi .ben asli kareterin yerinde olsam birakirm diziyi bakin kim izliyormmus cünkü bütün medya haberlerindebenim cevremde aslinin oyunculugu sempatikligi icin iziyor hazalin soguk kibirli bakislarina kimse merakli degil
03.12.2013 - 14:36
0   0

Roza demiş ki;
Beyaz showda Hazal kayayi seyrettim. Tiki beni gülme krizine soktu:)). Dudaklarini yalama tiki. Asli,Sebnem karekterinde nasil cana yakinsa oradada sevimli cana yakindi. Hazal Azra karekteri kadar soguk biriydi gercek hayatta. Birde bugün okudum Asli Tandogan sette Hazal kaya ile anlasamiyormus ve Hazali egosu cok yüksek olarak buluyormus. Daha önce Sebnem rolü Aslihan Gürbüze verilmis ama Hazal onunla da anlasamamis ve teklif Asliya gelmis. Bence oyuncular arasinda sürtüsme varsa bu diziyede yansiyor. Hazalin bir önceki apar topar yayindan kaldirilan dizi setindede böyle söylentiler cikmisti. Hazal anlasamiyor. Iyi bir oyuncu olabilir ama gercek hayattada Azra gibi soguk biri:))
03.12.2013 - 13:49
0   0

Daha Fazla Yorum
Yorum Yap

Dizinin Diğer Bölümleri
Yerli Diziler
Eski Diziler
Yabancı Diziler